40 entry daha
  • çiftçiliğe ilk adım attığımda sadece ekip, dikeceğimi düşünmüştüm. oysa ki çiftçiliği sürdürebilmek için "öldürmeniz" de gerekiyormuş. bu küçük bilgi, hiç bir zaman tam olarak dillendirilmiyor.

    çiyan, akrep, böğü(sarıkız) öldürdüğümde hiç vicdan azabı çekmedim. dün bu listeye malesef dağ engereği eklendi.
    geçen sene bir kere karşılaşmıştık boyu 10 cm felandı. solucan muamelesi çekip, çapayla uzağa atmıştım. hava yeni ısındığı için hareketleri yavaştı. köydekilere söylediğimde çok kızmışlardı. yılanın büyüğü, küçüğü olmaz diye. dün bahçede son kalan bir kaç ağacın altını temizlerken otların altında kıvrılmış halde gördüm. geçen seneye göre boy atıp, serpilmişti. yaklaşık 15 - 16 cm vardı. sırt deseni daha belirginleşmişti. dantel gibi... komşumda vardı. "öldürmelisin" dedi. yılan zor ölür bunu öğrenmelisin. oğlanda yanımda. eldivensiz çalışıyor. gerçi kullandığımız eldivenlerde bu dişlerden korumaz. neyse işte... çapayı vurdum. o kadar ince olmasına rağmen (çapı 1.5 cm yoktur.) ikiye ayrılmadı. çok şaşırdım. kafasının 5 cm altına denk gelmişti. kafasını ez dediler... ezdim. ezerken kendimden de nefret ettim. yılanın kafasını ezmeden ölmüş sayılmıyormuş.

    dün akşam migrenim azdı. hıdırellezdi. aklıma çocukluğumda anlatılan yılanlı hikayeler geldi.
  • bazı engerek türleri koruma altındadır. köylüleri dinleyip öldürecekseniz, etrafa duyurmayın, yoksa katmerli bir ceza gelebilir. öldürdüğünüz her engerek, fare olarak geri dönüş yapar. çıplak ayakla dolaşmamak ve kalın çizme giymek koruma sağlar. zaten yılanlarla kolay kolay karşılaşmazsınız. hatta birkaç kez yakınından geçmiş bile olabilirsiniz. yılan öldürmek tehlikeli bir eylemdir. yılanın kopmuş kafası tarafından ısırılıp, zehirlenebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap